Jeotermal akışkanın elde edildiği kuyuların üretime açıldığı ilk günkü gibi yüksek verimlilikte ve jeotermal sahanın yenilenebilirlik vasfını kaybetmeden yönetilmesi gerekmektedir. Bu özellik jeotermal rezerv alanının sürdürülebilirliğinin sağlanması ve kuyu verimliliğin sürekli ve yüksek tutulması açısından da vazgeçilmez bir şarttır. Aksine yapılacak rezervuar yönetimi ülke jeotermal kaynaklarının yenilenebilirlik vasfını kaybettirecek ve bu durum güç/enerji kaybına neden olacaktır.
Ülkemizin menfaatleri doğrultusunda yerli ve yenilenebilir kaynaklı JES tesislerinden ve jeotermal kaynaktan optimum fayda elde edilmesi gerekliliği yanında, yeraltından çıkarılarak enerji üretimi ve ısıtma gibi çeşitli amaçlarla kullanılan jeotermal kaynak sularının tamamının akışkanın alındığı formasyona reenjekte edilmesi gerekmektedir.
MB Holding A.Ş. çevre dostu ve alternatif enerji kaynağı olan jeotermal enerji kullanarak Menderes Geothermal Elektrik Üretim A.Ş. ile yaptığı yatırımlar sonucunda bugün için; %100 reenjeksiyon uygulaması yaparak yılda 500 Milyon kWh elektrik enerjisi üretimi gerçekleştirmektedir. Bu amaca yönelik konulan hedefler;
Sektörel anlamda jeotermal enerji politikası oluşturulması yönünde çalışma yapılmaktadır. Jeotermal enerjinin kullanımı teşvik edilmelidir. Yapılacak yatırımlar, imkânlar dâhilinde mümkün olduğunca jeotermal enerjinin kullanılacağı entegre tesisler şeklinde planlanmalıdır. Jeotermal sahaların potansiyeli tam olarak belirlenmeli ve buna uygun olarak santrallerin kapasiteleri kademeli olarak arttırılmalı, geliştirilecek projelerin yapılabilirlik koşullarında entegre kullanım amaçlı olmasına özen gösterilmelidir. Ülke kaynaklarımızın yok edilmemesi için reenjeksiyon uygulaması kesinlikle yapılması ve devamlı denetim altında tutulmalıdır.